Satirlarin alt alta yazildiginda dize olmayacagini, siirin cok daha derinlerde sakli oldugunu kanitlamak gibi bir niyeti yok Pelin'in; biliyorum. Ama niyet belirlemiyor sonucu. Yazdiklari oyle guzel kanitliyor ki bunu. Ozunu siirden alan bir anlatim... Oykusuyle birlikte ezgisini de icinde tasiyan, icinden tasiran bir siir... Duzyazi yaziyor Pelin ama yazdiklari nasil oluyorsa siir oluyor. Uyaklar kendiliginden doguyor, tertemiz sular gibi cagildayarak akiyor. "Sen sabah gunesim, aksam eve gelisimdin" derken ne kadar ozgunse sozdizimi , "...saklambac oynamayi beceremez mutluluklar ,eteginin ucu gorunur hep agacin arkasindan" derken yasam felsefesini siirine yildiz kirintilari gibi serpistirilmesi de o kadar dogal. Eskilerin "mensur siir" dedikleri tam olarak bu! Alkislar Pelin Macit Kutlu'ya, hem de gonul dolusu... Feyza Hepcilingirler Bir sey olur... Kosup kendi icine saklarsin. Icinde yalniz senin bildigin bir cocuk konusur, yalniz senin anlayabildigin sarkilar soyler, usul, ici kirik, uykulu, pamuk seker kokulu ve hala cocuk ve hala oyunlara inandigi kadar, sihirli seylerin sahiciligine de inanan... Bunlar oyle yazilar iste. Gunhan Kuskanat "Bir gun, siyah-beyaz olmadan tum evren gozumuzde, bir yol buluruz belki, bugun hic ihtimal gormesek de. Gecip giden zamanlardan renkli ucurtmalar yapar, basibos ruzgarlara salariz. Ve hala sariysa mimozalar, ne cok inaniriz hep kaybetsek de. Ne cok kere deneriz yanilmadan, her defasinda yenilsek de. Cunku hala vakit vardir yeniden baslamak icin. Ve biz ne cok sey ogreniriz her gun, istesek de istemesek de"...Pelin Macit Kutlu (Tanitim Bulteninden)
Die Inhaltsangabe kann sich auf eine andere Ausgabe dieses Titels beziehen.