Sana karsi durust olacagim. Bugune kadar herkes sana bir seyler anlatmaya calisti. Ailen, ogretmenlerin, toplum, gazeteler, kitaplar... Sana nasil yasaman gerektigini anlattilar, ne yapman gerektigini ve kim oldugunu. Sen fazla bir sey istemedin aslinda... Mutlu, basarili olmak, sevmek, sevilmek, hayallerini yasamak, kendini degerli hissetmek... Yasadiklarinla, zamanla, ruhun, zihnin karisti. Artik sana anlatilanlara da ruhun doydu. Ben de cok sikildim. Mutluluk icin, basari icin, kendim olmak icin bana surekli vaatlerde bulunan kitaplardan, seminerlerden, kurallardan, ogretilerden... Yillarca yol aldim, oradan oraya suruklendim... Sonunda cumleleri topladim. Ve elinde tuttugun sayfalara tasidim. Insanlara karistim, gozlerine baktim, yureklerinde yer buldum. Sorum ayniydi, "Gercekten yasiyor musun? Yoksa sadece nefes mi aliyorsun?" Her cumlesi damitilarak yazilmis, deneyimle ve gercek hayatla boyanmis gercegimi paylasiyorum. Kliselerden, basmakalip sozcuklerden uzak yuregimi ve dunyami ardina kadar sana aciyorum. Gunahlarinla, sevaplarinla, eksilerin artilarinla, karanlik noktalarinla, yaralarinla sen, sensin... Tum kapilarini acacak, seni gercekten yasamaya goturecek bir tane gercek var. Elinde tuttugun sayfalar, onu sana gostermeye geldi. Kitaplari ve Yasam Atolyesi ile yuz binlerce insana ulasan Aret Vartanyan, Gercekten Yasiyor musun?'da kendimiz olabildigimiz, hayallerimizi yasadigimiz ve son nefeste "Iyi ki yasadim!" diyecegimiz bir yasamin sirlarini paylasiyor. (Tanitim Bulteninden)
Die Inhaltsangabe kann sich auf eine andere Ausgabe dieses Titels beziehen.